İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu Dünya Bankası Yuvarlak Masa’da konuşan ilk Türk belediye başkanı oldu. Şehir Hatları Genel Müdürü Sinem Dedetaş da etkinliğe katılıp konuşma yaptı.

Sayın İmamoğlu’nun konuşma metni:

Sayın Başkan Yardımcısı,

Saygıdeğer Meslektaşlarım,

Sözlerime başlarken, İstanbul deneyimini bu yuvarlak masa toplantısında sizlerle paylaşmaktan duyduğum mutluluğu dile getirmek isterim.

Hayatımızın her alanında etkisini hissettirmekte olan Covid-19 pandemisi toplu ulaşımla ilgili rutinleri, beklenti ve öncelikleri de değiştirdi. Örneğin, enfeksiyon riski, insanların toplu ulaşım tercihlerinde en önemli parametrelerden birisi haline geldi. Bu nedenle, diğer yerlerde olduğu gibi İstanbul’da da hususi araç kullanımında ve pandemi kaynaklı ekonomik sorunlar nedeniyle düşük maliyetli toplu taşımacılığa talepte artış gözlemliyoruz. Toplu taşımacılık alanında yeni normalle ilgili bazı fikirlerimiz olsa da bu alandaki dönüşüm konusu halen belirsizliğini koruyor. Mesela, toplu taşımadaki yoğunluğu azaltmak için uzaktan çalışmayı nasıl yaygınlaştırabileceğimizi veya mikro-mobilite araç teknolojisinin nasıl ilerleyeceğini henüz tam olarak bilmiyoruz. Ancak, emin olduğumuz bir şey var; bundan böyle toplu taşıma araçları daha hijyenik hale getirilmeli ve pandemiyle ilgili halka dayalı çözümler geliştirilmelidir. Pandeminin ipuçlarını verdiği İstanbul toplu taşımacılığının geleceği ile ilgili çalışmalarımız sıradaki altı nokta çerçevesinde yürütülmektedir:

  • Pandemi konusunda farkındalığı artırmak. Bu doğrultuda, Mart 2020’den beri kullanımımızdaki kentsel alanlar ve iletişim kanalları aracılığıyla pandemiye yönelik önlemleri duyurma amaçlı kampanyalar yürütmekteyiz. Bugünlerde bu tür kampanyalar aşı olma konusunda kararsız veya şüphesi olan İstanbulluları ikna etmek için de gerçekleştiriliyor.
  • Toplu taşımada hijyen standartlarını artırmak. Bu amaçla, toplam 100 adet sabit ve mobil ekip düzenli olarak İstanbul’daki ulaşım araçlarını dezenfekte etti. Araç sürücülerine ücretsiz maske sağlanırken diğer yandan toplu taşıma araçları ve duraklarda vatandaşlarımızın maske kullanımı da kontrol edildi. Ayrıca, İstanbul’daki yolculara da yüzbinlerce maske ücretsiz olarak dağıtıldı. Termal kameralar aracılığıyla metro istasyonları ve kalabalık otobüs duraklarındaki yolcuların ateşleri ölçüldü. Sürücülerimizin sağlık durumlarını takip etmemizi sağlayan bir mobil uygulama devreye sokuldu. Aynı zamanda, vatandaşlarımızın kişisel bilgileri ile İstanbulkartlarını eşleştiren bir sistem oluşturarak, hasta veya enfekte kişilerin toplu taşıma kullanımı engellendi. Yaya geçiş düğmelerine fiziksel temas gerektirmeyen uzaktan sensör sistemini ekleyerek, yayalarımızın karşıdan karşıya geçişlerini daha da güvenli hale getirdik. Yine bu kapsamda, pandemi süresince sağlık çalışanları için ücretsiz toplu taşımacılık uygulamasını başlattık.
  • Toplu taşıma hizmeti sağlayıcısı olan özel sektör girişimcilerine ekonomik destek sağladık. Özel, kamusal ve deniz taşımacılığı işletmecilerine yardım ve yakıt teşviklerini devreye soktuk. Özel mülkiyetteki şehir otobüslerini İBB çatısına alarak, bu araçların sahip ve sürücülerine gelir güvencesi temin ettik.

  • Vatandaşlarımızın sağlık alanındaki endişeleri çerçevesinde alternatif taşımacılık seçeneklerini de destekledik. Bu doğrultuda, bisiklet ve deniz taşımacılığının payını artırmaya öncelik verdik. Toplu taşımacılığın kısa mesafeli yolculuklar için kullanıldığı bölgelere bisiklet yolları kurduk. Akıllı bisiklet paylaşım sistemine yatırım yaparak, İstanbul’daki bisiklet ve bisiklet durağı sayısını 2 yıl içinde ikiye katlayacak bir programı devreye aldık. Deniz taşımacılığı Covid-19 bulaş riskini minimize edebilecek kritik avantajlara sahip olduğundan İstanbul’da deniz taşımacılığını yaygınlaştırma yönünde adımlar attık. Örneğin, vatandaşlarımızın feribot kullanımını yaz boyunca sabah 10:00 ile öğleden sonra 16:00 arasında 1 sent altına indirdik. Tersanelerimizde, deniz taşımacılığında kullanılmak üzere 50 deniz taksisinin yapımına başladık.
  • Kısa mesafeli ulaşımda yürüyüşü teşvik etmek için yaya duraklarının tasarımına öncelik verdik. Halihazırda dar kaldırıma sahip bölgelerde halka alan sağlamak için tasarlanan bu yerlere gelecek dönemde büyük talep olacağını görebiliyoruz.
  • İstanbul’a ulaşım alanında katılımcı ve kapsayıcı bir vizyon oluşturmak ve bunu sürdürülebilir kılmak amacıyla İstanbul Ulaşım Platformunu kurduk. İstanbul Ulaşım Platformu, paydaş ve vatandaşların katılımına önem vermektedir. İBB ise demokratik ve kapsayıcı bir yapı kurmak adına bu platformun yöneticiliği rolünü üstlenmektedir.

Tüm bunların yanısıra, taşımacılık politika ve uygulamalarından doğrudan etkilenen yolcuların katılımını güçlendiren bir mekanizma kurmayı amaçlamaktayız. Attığımız adımların tümü, toplu taşımacılığın ilerleyen günlerde de hayli önemli bir konu olmaya devam edeceğinin göstergesidir. Ulaşım ve taşımacılık, şehrin tüm vatandaşlarının ve ziyaretçilerinin günlük hayatıyla sıkıca ilişkili bir konudur ve lojistikten turizme, endüstriyel üretimden tarımsal üretime tüm sektörleri kapsamaktadır. Bu konu, sağlık ve hijyenle ilgili endişeler ve artan çevre duyarlılığı nedeniyle çok daha karmaşık bir hale gelmiştir. Bu çapraşık alanda doğru çözümlerin bulunması yalnızca kolektif düşünme ve katılımcı modellerle mümkün olabilecektir. Bu nedenle, işbirliğini her seviyede azami kılmak durumundayız. Ancak bu işbirliği sadece şehirle sınırlı kalmamalı, diğer şehirler ve halklar arasında da kurulmalıdır. Bizler farklı konumlarda yaşasak bile tek bir gezegen üzerinde birbiriyle bağlantılı hayatlar yaşıyoruz.  Sözlerime son verirken, bu yerinde etkinliği düzenlediği için Altyapı Başkan Yardımcısı Bay Makhtar Diop’a teşekkür etmek istiyorum. Beni dinlediğiniz için sizlere teşekkür ediyor ve şehirlerimiz arasında işbirliğinin artacağı günleri sabırsızlıkla beklediğimizin altını çiziyorum.